Ulkemizde ruzgardan elektrik uretme isi gecikme ile 1998 yilinda baslamistir. Ham maddesi olmayan bu temiz enerjinin daha hızla geliştirilmesinin ülkemiz yönünden çok yönlü faydaları vardır. Bu görüşü anlatabilmek için bazı bilgileri açıklamak lazımdır.
Bu yönde öncülüğü yapmış Çeşme yarımadasında çalışmakta olan rüzgar değirmenleri 500 ve 600 kW grubudur. 3 adeti oto prodüktör anlaşması ile çalışmakta diğer 12 adedi de Kasım 1998 de BOT uygulaması ile çalışmaya geçmiştir. Her bir MW kurulu güç, hesap kolaylığı bakımından yılda 2,5 - 3,000,000 kWh üretim kapasiteli olup 1,200,000$ / MW dolara mal olmaktadır. Yerli üretim ile bu rakam zamanla ucuzlayacaktır.
Sadece bir fikir vermek yönünden, direk temellerinde 130 metre küp cıvarında beton (10ton cıvarında demir) kullanılmaktadır. Direkler 45 metre uzunluğunda olup kalınlıkları 27 mm.St37 galvanizli demirden 3 parça olup ağırlığı 50 tondur. Kanatlar (3 lü) herbiri 2 ton olup poliesterden imal edilmiş, 44 metre çapındadırlar. Nasel (kafa) içinde generatör (bazı modellerde dişli kutusu) olabilecek şekildedir.Elektronik kontrolleri çok ileri teknoloji kullanan zamanla Türkiye'de lisans alarak üretilebilecek sistemlerdir.
Genel trend, değirmelerin 25 yıllık bir zaman içinde 3 MW ve yukarısı değerine doğru büyümesi yönündedir. Uzun vadeli hesabı kolaylaştırmak yönünde burada 1 MWlık üniteleri almak istiyorum. Direklerin 60 (120 m.ye kadar) metre yüksekliğinde 70 (150 ton) ton ağırlıkta, kanatları 60 metre çapında, temel ise 200 metre küp beton 20 ton demir olacağını kabul edelim. Değerler hesaplamayı kolaylaştırmak yönünden yuvarlatılmıştır.
Avrupa'nın hiçbir yöresinde bizim kadar direk dikilebilecek bol alanı
olan bir ülke yoktur. Artık oralarda denize dikme yolları araştırılmaktadır.
Türkiyenin 2023 yılına kadar rüzgardan elektrik üretmek için 100,000
adet direk monte edilebilecek yeri ve yılda 200,000,000,000 kWsaat
(200 milyar kWsaat) üretimin üstünde bir teorik kapasite potansiyeli
olmakta ve bu henüz çok kimse tarafından bilinmemektedir. Bak Internet
http://www.unimedya.net.tr/egetek.
Teorik hesaplamalara göre 2023 yılında Türkiye yılda 600 milyar kWsaat
elektrik kullanacağına göre (bak. Tüsiad 21. Yüzyıl Enerji Stratejisi
Raporu Aralık 1998). Cumhuriyetin 100.Yılında - 2023 yılı elektrik
enerjisi ihtiyacının 1/3 kısmı ham madde ödemesi olmayan rüzgardan
temin edilebilecektir. Yeter ki direksiyonu doğru yöne çevirme cesaretini
gösterelim.
2023 yılına kadar kurulacak güç | Rüzgar değirmen adedi | Değirmen üretim ve montaj adedi |
100,000 MW | 100,000 | ortalama 4,000 adet/yıl |
Yıllık değirmen adedi | Demir ton/yıl | 2,000 $/ton işçilik |
Toplam insan gücü
(aile) |
4,000 | 4000*50ton = 200,000 | 400 milyon dolar/yıl | 20 kişi/MW*100,000MW =2 milyon kişi |
Yıllık değirmen adedi | Betonarme metre küp/yıl | ....$/m.küp işçilik | insan gücü |
4,000 | 4000*200=800,000 | ....... | ....... |
Bugüne kadar enerji üzerine yürütülen politikaların tümünün bizi enerji stratejisi yoksunluğu içinde bırakmakla kalmayıp ileride petrol sahibi başka ülkelerin boyundurluğuna kadar götüreceğini bütün çıplaklığı ile dile getirmektir. Hesaplar gelecek 25 yılı içeren bir şekilde ve Cumhuriyetimizin 100. Yılına göre yapılan tahminlere dayandırılmıştır.
özet şeklinde başlıklar
1. Enerji stratejimizdeki devam edegelen yanlışlıklar ve çareleri,
2 . Hammadde kullanmayan, istihdam yaratan, ihracat özelliği olan, ülkemizin çevreye uyumlu yenilenebilir rüzgar enerji üretimi potansiyeli,
3. Terorizmin dünyadaki gidiş yönü ve komşu ülkelerle ilişkilerimiz yönünden nükleer santral yapımını iyi düşünmemiz lazımdır. Ülkemizde güneş ve jeotermal ile rüzgar enerjisinin bolluğu küçümsenmemelidir.Nükleer santral şudur; atom bombasını yavaş patlatma ile su kaynatarak buhar elde etmektir.
1. Enerji stratejimizin yıllardır süregelen yanlışlıklarına artık bir son vermek için öneriler sunmak ve özellikle rüzgar enerjisinin son zamanlarda rantabl olabileceğinin anlaşılması ile ortaya çıkan önemli hususları dile getirmek istiyorum.
Türkiye'nin bugünkü kurulu elektrik gücünün 26,000 MW dan 2023 yılına doğru 140,000 MW cıvarına kadar artacağı beklenmelidir. 1 kW lık bir kurulu güç için lazım gelen yatırım mıktarı ortalamasının, hesap kolaylığı bakımından 1,000 Amerikan Doları cıvarında mal olduğunu kabul edersek önümüzdeki 23 yıl içinde 120 milyar dolar, yani yıllık ortalama 4-5 milyar dolar, yatırım yapılması lazım olacaktır. Böyle korkunç denebilecek mıktarlarda bir para ihtiyacı ile karşı karşıya olduğumuzun inanılmaz boyutu önümüzdedir. Her ne kadar bu rakam 1,000 dolar/kW ortalamasının yüksek sınırından alınarak hesap edilmiş ise de ihtiyaç artış hızının daha fazla olabileceği varsayımı ile sonuç o kadar fazla değişmeyecektir. Ayrıca hidrolik santrallerin %40 (erozyonla çabuk dolmaları faktörü hariç),termik santralların %65 (artık ısıları değerlendirilerek), rüzgar değirmenlerinin %30-40 cıvarında kapasite faktörü ile çalışmakta olduğu hesaba alınırsa hesap zorluğu ortadadır, ki bu kadar hassas hesaba luzum da yoktur.
Not:
Bu rapor, tam bir bilimsel yeterlilikte değildir. Ancak, içeriği dolayısı ile, düşüncelerimizi
bu yöne çevirmek ve dünya hedefleri ile uyumlu bir lobi çalışması
başlatmak için yeterli sayılmalıdır.
Enerji yatırımlarının sadece devletin kendi imkanları ile yapılabilmesini öngörmek fakirlikle mücadele içinde olan ülkemizde anlamsızdır, lükstür. Üstüne üstlük üretim ve dağıtımın ayrılması da bu yanlışlıklar zincirine eklenmiş yeni bir halkadır. Yönetim iki başlı olmakta, dağıtımda yatırımlar aksamada, kayıplar artmakta ve son kullanıcıya bugün kWsaatı 10 sent cıvarında mal olan elektrik fiyatı daha hızlı artacak (böyle gidersek 20 yılda 14-20 sent/kWsaat) sonuçlarına doğru hızla gitmekteyiz. Çünkü belirsiz ham madde fiyatları gelecek için tehlikedir, bunun yerine yerli üretilecek rüzgar değirmenleri hem maliyetleri düşürecek ve hem de işsizliği önleyecektir.
2. BOT (YID-yap, işlet, devret) sıkışıklığı gidermek için icat edilmiş uydurma geçici bir çözümdür. Özel elektrik üretimine hukuken karşı çıkmakta israrla sürdürülen devletin enerji politikasını içinden çıkılmaz hale getirenlerin bu tutuma son vermeleri zamanı çoktan gelmiştir. Bugünkü durum ülkeyi elektriksiz bırakmaktadır. Bu kadar büyük yatırım eksiklikleri sadece firmalara otoprodüktör olabilme (onun da fiyat ve uygulaması elden geçmelidir) imkanı vermekle giderilemez. Ankara engellerinin derhal ortadan kaldırılması lazımdır. Geç kalmayalım derhal hareket edelim ve geleceğimizi muhtaç duruma düşürmeyelim.
Mülkiyet hızla uluslararası hale gelmekte, özelleştirme yaygınlaşmakta modern hukuk hızla değişmekte Avrupa Birliğinde uluslararası bir kanuna doğru gidilmektedir. Artık milli kanunlarla müşterek bir hedefe gitmek zordur.
2023 lü yıllarda tahminen 600 milyar kWsaat/yıl elektrik enerji ihtiyacının azami 125 milyar kWsaat/yıl hidrolik santrallardan üretilebilecek. Rüzgar enerjisi de bugünden iyi bir politika sayesinde, Internet sayfamızdaki tahmine göre, 200 milyar kWsaat/yıl üretilebilecektir.
Bütün yurt sathına yayılmış rüzgar türbünleri ile rüzgardan elektrik üretme, hidroelektrik ve gas türbünleri ve diğer enerji tipleri ile hibrid çalıştırılabilir. Dolayısı ile artık rüzgar enerjisinin kesintili güç hali azalmaktadır.
Vizyon sahibi olursak ham madde parası ödemeyen sadece bu iki enerji tipi ile ülkemiz 2023 yılında toplam enerji ihtiyacının yarısını yenilenebilir, karbon dioksit çıkarmayan ve ham madde ödemesi olmayan bir şekilde karşılayabilir.
Bu iki kaynaktan başka kömürden elektrik elde etmek işi de ileri teknoloji yatırımları sayesinde etrafı kirletmeyen 100 milyar kWsaat/yıl üretim kapasitesine çıkartılabilir.
Bunlara ilave olarak güneş fotovoltaik ve geotermal enerjiler de hesaba alınırsa toplam elektrik ihtiyacının 2/3 kısmı dışa bağlı olmadan karşılanabilir. Bugünden doğru vizyonla 2023 yılında, Cumhuriyetin 100. Yılında, Atatürk'ün bizlerle gurur duyacağı, ileri ülkelerin bile bizi kıskanacağı bir yere ulaşabiliriz. Bugün üzerinde uğraşılan doğal gaz da bize o zaman kar bırakır. Alternatif üretim planlanmaz ise en iyi dostlarımıza bile esir oluruz bizi istismar ederler.
Bugünkü yanlışlıkların devamı halinde enerji son kullanıcı fiyatının 2023 lü yıllarda en aşağı 0.14$ veya daha fazla olacağı varsayımı ile yıllık 84 milyar $ elektrik enerjisi cirosu içinde gücümüzün çok üstünde petrol ve gaz satanlara para yetiştirmek için mahcup durumlarda yaşamaya doğru itileceğiz. Her yıl gittikçe artan ve sonunda yılda 40-50 milyar dolar yıllık hammade ödemelerini yapmamız mümkün değildir. Bugün kullandığımız 7 milyar dolarlık enerjinin %40 cıvarı dış ülkelere hammade parası ödemeden kömür ve hidrolik santrallar tarafından üretilmektedir. Onun için ekonomimiz zayıf da olsa pek fazla bir yük altında kalmamaktadır.
Bugünkü strateji yoksunluğu ve pazarlıklar içinde yürütülen yanlış politikalar, petrol, gaz ve nükleer enerji satmak için lobi yapanlara inanmakla geçen yıllar geleceğimizi ipotek altına almaya doğru götürmektedir.
Enerji üretimi herkeze açık olmalı devlet monopolünden kurtarılmalı, devlete yakışmayan pazarlık usulleri yerini açık seçik evvelden ilan edilen kıstasları esas alan sistemlere geçilmelidir. Hangi sebeb veya hangi yönetim tarzı olursa olsun bugün devam edip giden bu mantıkla yatırım yapmak isteyenleri devletin çeşitli kapılarında yıllarca süründürmek bizi felakete götürmektedir.
Kamu oyunun dikkatine getirmeye çalıştığım bu fikirleri bir kenara atarak eski yolda devam etmek nasıl düşünürsek düşünelim sonunda vatana karşı büyük bir suç işlemek mantığı ile sonuçlanacaktır.
3. Petrol lobisine rağmen temiz ve yenilenebilir enerjiye (rüzgar, güneş, geotermal gibi) önem veren bilhassa Avrupa ve A.B.D. yüksek teknoloji ürünü olan rüzgar değirmenleri üzerine çalışmakta ve her yıl daha rantabl olanlarını imal etmek için para ve emek sarfederek uğraşmaktadır. Bir yandan petrol ve nükleerden para kazanırken bir yandan da bizim uykuda olduğumuz bu yeni teknoloji alanlarında sessiz sedasız ileri teknolojik ürünler yaratarak ilerlemektedir.
Sadece Çeşme yarımadasının Seferihisar-Karaburun-Çeşme-Alaçatı arası rüzgar enerjisi potansiyeli 1,000-1,500 MW'dır. Bu değirmenlerin üretimi orta boyda bir nükleer santralın üretimine eşittir. Bunun parasal değeri ise, tüm ülkeye kıyasla sadece bu küçük yörede (100,000 hektarlık bir alanda) hergün üzerimizden 1 milyon dolar uçup giden bir rakama eşittir. Bu rakam giderek korkunçlaşmakta ve 2023 yılı için ülke sathında günde 200 milyon dolara ulaşmaktadır!...
Çeşmeyarımadasında dünyanın ilk "Uluslararası Çevre Yüksek Teknoloji Bölgesi" çalışmaları yapılmaktadır. Bu bölgede zamanla hiç fosil yakıtı kullanılmayacak enerji rüzgar, güneş, hidrojen ve jeotermalden elde edilecektir. Bu çalışma başlatılmış ve tüm ülkede numune olacak ilk ticari değerdeki rüzgardan elektrik üretme işi 1998 de devreye girmiştir. Demirer Holding'in bir fabrikasının otoprodüktör rüzgar enerji üretimi, 3 adet 500 kW lık toplam 1,500 kW lık, yılda 5,000,000 kWsaat cıvarındadır. Bir diğeri ise Yap Işlet Devret ( BOT) dir. Müsaadesini üç yıllık zorlu uğraşılar ve Sayın Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in yardımları, Sayın Bakan M.Cumhur Ersümer'in işe başladıktan sonra israrlı takibi sonunda, ANCAK Aralık 1997 de alabilmiş ve 1998 Kasım ayında 12 adet 600 kW, toplam 7.2 MW lık olan bir rüzgar değirmeni çiftliği faaliyete girmiştir. Böyle mi olmalı idi? Leasing ile BOT mevzuat uyum problemleri hala çözüm beklemektedir.
Almanya başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde devlet pazarlıklarla vakit israf edip kendini küçültmemekte, rüzgar enerjisini kaç paradan alacağını evvelden paketler halinde ilan edip yatırımcılarla hiç masaya oturmamaktadır. Zaten çok işi olan yatırımcı sadece enerjiyi üreteceği yerlerdeki lokal müsaadeyi almaktadır.
Bizdeki uygulamalar işleri çıkmaza sokmakta zaman ve para israfını arttırmakta, sadece artan fakirliğin devamına yardımcı olmaktadır. Büyük bir iş alanı nerede ise sabote edilmektedir.
Halbuki ülkemizde rüzgar değirmenlerinin imalatı ve geliştirilmesi üzerinde teknoloji kullanarak ve üreterek iş, aş ve kazanç imkanları yaratabiliriz..
4.
Herşeyden evvel sorulacak soru ham madde ödemesi olmayan 6 ayda devreye girebilen rüzgar değirmenlerine niçin öncelik verilmiyor? 1000 MW nükleer santral 1 adettir ve belki birkaç yüz kişiye iş yaratır. 1000 MW gücünde rüzgar türbünü bugünkü teknolojide 600 ile 1000 adet arasındadır ülkenin birçok yerinde iş alanı açar ve parça parça üretilip zamanla ülke dışına ihraç da edilebilir. Altı ayda düşünceden üretime geçer.
Nükleer santral için bu süre asgari 4 yıldır. Enerji stratejimiz yanlıştır. Vizyon eksikliği dolayısı ile meydana gelen boşluk petrol ve diğer uluslararası politik ve ekonomik lobiciler için Ankara'da cirit atılan meydana dönüşmüştür.
Dünyada fakirler ile zenginler kutuplaşmaktadır, fakirlerin yanında bir de açlar gurubu oluşmaktadır. Bizde açlık yok sayılmaktadır fakat fakirlikten kurtulmak için acele etmemiz lazımdır.
Enerji üretiminde özel girişimcinin önündeki zorlukları, hükümetlere yakışmayan pazarlık israflarını ve onun getirdiği bir sürü lüzumsuz işleri önleyerek, iş yapmaya engel mevzuatları ortadan kaldırmak bugünkü çağ dışı duruma bir son vermek lazımdır.
Ergün özakat
Temiz Enerji Vakfı - Ankara ve Ege Teknoloji ve Başarı Vakfı- Izmir kurucu üyesi,
EWEA-Avrupa Rüzgar Enerjisi Derneği Türkiye Şubesi üyesi.
Daha fazla malumat için Internet; veya Tlf: 0533 259 5160 ve http://www.unimedya.net.tr/egetek
Ilave bilgiler
1. 0.862 kWh rüzgar enerjisinden 1 kg.karbon dioksit tasarruf edileceği düşünülmüştür. Ayrıca konvansiyonel metodlarla elektrik üretirken her GWh için 1027 ton suya ihtiyaç olduğunu da düşünürsek rüzgar enerjisinin ne kadar uygun bir metod olduğu daha da açıklığa kavuşur.
2. Konvansiyonel metodlarla enerji üretirken meydana gelen su ve karbon dioksit zararlarından başka; enerjinin kullanıldığı yer ile üretildiği yer arasındaki mesafenin doğurduğu kayıplar gaz, katı ve likit yakıtların taşınma sorunu ve bununla ilgili zaman zaman meydana gelen kazaların, bu tesislerin yerleşim bölgelerinden uzak olması halinde emniyetle korunması maliyetleri, yakıtların çıkardıkları gaz, ısı, zehir, asit ve ozon problemi dolayısı ile insan sağlığı üzerindeki ömür azaltıcı ve yıpratıcı tesirlerin maliyeti, dış maliyet olarak adlandırılmakta ve bu maliyetin artık enerji maliyetleri içine konması görüşü yer almaktadır. Bu ekstra maliyet 1 ile 2.5 ecu cent/kWh (US sent için 0.8-1.0 la çarpmak lazımdır) olarak hesap edilmektedir. O takdirde rüzgar enerjisi ucuz bir enerji olarak karşımıza çıkmaktadır. Avrupa'da hakim genel görüş odur ki artık bu maliyet kömür, gaz ve petrolden elde edilen elektrik maliyetlerine ilave edilmelidir.Petrol şirketlerinin gücü artık bu yeni akımı durduramayacaktır.
3. Petrol, gaz ve kömür maliyetlerinin zamanla artacağı halbuki rüzgarın bir maliyeti ve sonu olmayacağı yönüyle rüzgardan elde edilen elektrik en akıllı çözümler arasına girme yolunda büyük mesafeler almıştır. Rapora göre; rüzgar enerji maliyeti seçilen yere ve rüzgar hızına göre 4-7 ecu cent/kWh, yeni model kömür enerji üretim maliyeti 4.5-6 ecu cent/kWh, yeni nükleer üretim maliyeti 4-7 ecu cent/kWh, gaz türbin enerji maliyeti 3-5 ecu cent/kWh.Bu üretimlerde ekstra dış maliyet veya sosyal masraflar hesaba katılmamış olduğundan rüzgardan elektrik elde etme yönünde atılacak adımların ne kadar doğru bir yol olduğu görülmektedir.
.
Not: Türbin siparişinde %10, teslimde %70, iş bitiminde %20 ödeme
yapılacağı öngörülmektedir.
Uzman teknik danışman şirket ile anlaşarak, yer seçimi, rüzgar ölçümleri, iç fizibilite, değerlendirme, ön müracaat. | 15 ay |
100,000 - 200,000$
Ölçüm alanının ve projenin büyüklüğüne göre 10 - 30 MW arası |
Genel olarak
Proje tutarının %3 cıvarında bir masraf proje başlamadan ilk 2 yıllık sürede harcanmaktadır. Bu rakam projeye göre 1- 2 puan değişebilir. |
Müracaat, türbin tekliflerinin alınması, Bakanlıkla pazarlık, kabul
israfları | 3 -6 ay |
50 - 100,000 $ Projenin gerektirtiği çalışmaya bağlı olarak | 1 MW kurulu gücün bugünkü maliyet ortalaması 1,200,000 $ cıvarında olup gelecek yıllarda daha büyük ünitelerin montajı dolayısı ile 1,000,000 $ ve hatta daha altına düşeceği öngörülmektedir. |
Diğer onay veya imzalar | 2 - 3 ay | 5,000 $ | |
ESA, sipariş,teknik projelerin ihale işleri, türbin dikimlerinin koordinasyonu, personelin seçimi ve yetiştirilmesi | 8 ay |
150,000 $ 1/3 peşin gerisi aylık eşit taksitlerle |
ENGELLER olmasa toplam proje 15 ay içinde ölçümleri ve finansmanı dahil
biterdi. Fiyat politikası da bankaların kabul edebileceği şekilde revize edilmelidir. |
Işletme, | 20 yıl | 10,000 $ / türbin/ yıl | Ideal 12-14 yıl olarak daha kısa tutmaktır. |
Uygulama değişmelibu yol özel girişime cazip hale getirilmeli israflar önlenmelidir. Hızla değişen bu tip teknolojilerde işletme sürecinde 20 yıl üzerine israr etmek ileri yıllarda teknolojik köhneleşmeyi getirir.
SONUÇ :
Rüzgardan elektrik elde etmek için milli bir politika oluşturma yönünde, mesela 5,000 MW lık paketler halinde, üretici olmak isteyen firmalar tarafından kullanılmasını teşvik edecek kararlar almalı ve onları açık olarak ilan etmeliyiz. Üretici lokal yönetimlerle bağlantı vesair teknik hususlara zaman ayırmalı, hükümetimize hiç yakıştıramadığım pazarlık için Ankara'ya gitme zorunluluğunu ortadan kaldırmalıyız.
Rüzgar değirmeni teknolojisi ilerlediğinden gittikçe daha rantabl olmaktadır. 5,000 MW lık yatırım tamamlandıktan sonra yeni bir paket o günkü yeni şartlarla hazırlanır ve ilan edilir. Insanlarımızın bu işi yapmayı öğreninceye kadar ancak 5,000 MW lık karlı bir fiyat şarttır. Yoksa bu işe yönlenme istenilen hızda olmayacaktır.
Türkiye'de ilan edilen fiyatlarla Enerji yatırımı yapılıp yapılamayacağı bu paketi okuyanlar tarafından sonuçlanır. Unutmamak lazımdır ki bu değirmenlerin yerli yapımını teşvik etmekle yurdun her köşesinde milyonlarca kişiye direk indirek iş imkanı yaratılacaktır.
Büyük Türkiye Cumhuriyetinin enerji ile ilgili bir hükümet politikası açık seçik ilan edilmelidir .
Ankara'nın kötü uygulamalarla özel girişime bu rasyonel yolu kapatmış olması dolayısı ile suni yaratılan engellerin yanından dolaşmak için tatbik edilen bugünkü metodlardan vazgeçmeli hakikati önümüze almalıyız. Bize bu yakışır, bizi bu yüceltir ve enerji darboğazından bizi bu çıkarır. Problemin temelden çözümü için gayret gösterileceğine, akıntıya karşı gitmek, kapalı çarşı usulü pazarlıklarla günleri geçirmek bizi enerji dar boğazı içinde ödeme zorluklarına doğru gittikçe ittirmektedir.
Özetle rüzgardan elektrik üretimi ile ilgili alınacak birkaç karar bütün engelleri aşabilir.
1. Belirli kalitede olmak kaydı ile üretilen bütün elektriğin alınması garantisi, üretmek isteyenlere asgari 10 yıl iyi ve karlı bir fiyat vermek, kıskanmamak, uygulama engeli sayılan işleri geciktiren, bir çesit "şeytan ağacı" mevzuatları ortadan kaldırmak,
2. Projelerin fizibıl olması kafi gelmemektedir. Finansman bulmayı kolaylaştıran mesela başlangıç dört yıl 13-14 sent/kWh sonraki 8 yıl 3.0 sent (veya 10 yıl 3.5 sent hangisi uygun oluyorsa) gibi düşük bir rakam, ortalaması 5-6 cent/kWh cıvarında olan "stepped price" denilen kademeli bir sistem ile satın alınması işleri hızlandıracaktır. Yani hiçbir banka masrafı kalmaz ise 3-4 sent/kWsaat tan elektrik satan rüzgar şirketi 1,5 sentlik maliyetin üstüne kar+rezerv bir rakam ile 4 sente elektriği satar ve ortaklarını tatmin edebilir. Bugünkü uygulamalarla bu rakamlara düşmek yatırımcıya zarar verir.
Bir fondan para verip geri almak. Hibe veya teşvik değil. "Enerji Fonu"ndan para alarak ilerki yıllarda geri iade edilebilir bir sistem getirmek yatırımları çok hızlandırır.
Nedeni: Bugünkü uygulama 10 yıl 9 sent 10 yıl 4 sent olmak üzere ortalama 6-6.5 senttir, kredi alabilme yönünden uygun olduğu söylenemez hatta ilk tecrübemizden anladığımıza göre çok zorlayıcı denebilir. Kredi veren bankalar geri ödemeyi hızlı geri istediklerinden ilk yıllardaki 9 sentten yukarı bir ödeme işleri hızlandıracak herşeyden daha önemli bu işleri yaygınlaştıracaktır.
Ayrıca 12 veya 14 yıl amorti etme metodu bugünkü 20 yıllık sistemden daha akıllıca olacaktır. Hızla artan teknolojiden hızla faydalanmalıyız. 20 yıllık ömür hesabı köhneleşmeyi teşvik etmekte girişimciliği yavaşlatmaktadır. Akıllı düşünmek çok zordur. Akıl her vadede akıl olmalıdır. Bugünkü metod kısa vadede akıllı gibi görünüp tam tersine uzun vadede zararlıdır.
1999 da Italya 12 yıl 12 sent ile pazarlık usullerini ortadan kaldırmış bankaların finanse edebileceği bir ortamı yaratmıştır.
3. Kademeli olarak rüzgar değirmenlerinin parçalarını yerli üretecek firmalara Ar-Ge teşviğini biraz daha cömert tutmak. Almanya, Ingiltere, Danimarka'da on binlerce insan rüzgar değirmenleri ile ilgili işlerde direk ve endirek çalışmaktadır. Bu rakam gittikçe artmaktadır.
4. Bu enerji çevreci ve yenilenebilir olduğundan, orman bölgelerinde kurulacak rüzgar çiftliklerinin de ağaç dikimi gibi görülmesi ve müsaade ve ilgili ödemelerin azaltılması luzumludur.
5. Rüzgar üretimi çevresel bir teknoloji ve genellikle güzel görünümlü olduğundan SIT kurullarının genel kurallarına tabi olmamalıdır.
Güzel görünüm; hissedar olup olmamak gibi maddi ve şüphesiz psikolojik bir olaya bağlı olarak değişmektedir.
6. Rüzgar değirmeni altında tarım da yapılabileceği için böyle faydalı bir iş için ne lazımsa yapılmalıdır. Yöre halk veya yönetimlerini ortak eden projelerde 10 yıl hiçbir vergi alınmamalıdır ki herkez bu işe- 100 milyar dolar ve 3 milyon aileye iş yaratacak bu işe- Cumhuriyetin 100.Yılındaki 2023 Türkiye'si için güzel ve zengin bir hedefe doğru koşarak gitsin. Gelin ülkemizin yönünü bu güzel işe doğru götürmek için kenetlenelim. Geçmiş 25 yılı ulusça iyi değerlendiremediğimiz diğerleri ile mukayese edildiği zaman ortadadır. Gelin, gelecek 23 yılı aynı şekilde israf edip ve sonra da, 2023 yılına, sadece rozet takarak girmeyelim.
Ergün Özakat
Mobil: 0533 259 5160
Fax: 0232. 716 6091
E-mail: ozakate@unimedya.net.tr http://www.unimedya.net.tr/egetek